Ekonomi eğitiminde çok verilen bir örnektir. Sadece yumurta üretip, yumurta tükettiğimizi hayal edelim. Toplamda 100 adet yumurtamız, buna karşılık piyasada dolaşan para ise toplam 100 tl olsun. Bu durumda 1 yumurtanın fiyatı 1 TL olacaktır.
1. ADIM: 100 Yumurtaya karşılık dolaşımdaki para 100 TL ise => 1 Yumurta 1 TL olur.
BANKALAR PİYASAYA PARA POMPALARSA NE OLUR?
Şimdi bu piyasaya bankaların kredi pompaladığını ve dolaşımdaki parayı 200 TL'ye çıkardığını düşünelim. Bu durumda 1 yumurta 2 TL olacaktır.
2. ADIM: 100 Yumurtaya karşılık dolaşımdaki para 200 TL ise => 1 Yumurta 2 TL olur.
İşte en basit ifade ile parasalcı tezlere dayanan enflasyon bu şekilde açıklanabilir. Dikkat ederseniz, piyasaya pompalanan para bizi zenginleştirmedi. Aksine cebinde 1 lirası olan sabit ücretliler eskiden 1 yumurta alabilirken yeni durumda ancak 1/2 yumurta almaya başladı. Aşağıdaki grafikte Türkiye bankacılık sisteminin kredi/mevduat oranlarını görüyorsunuz. İyi işleyen bir piyasada bu grafiğin yatay seyretmesi gerekirdi. Ancak Türkiye'de bankaların piyasadan topladığı mevduata göre piyasaya pompaladığı kredi yıldan yıla artmaktadır. Yani ülkece, üretmediğimiz bir parayı bankalardan borçlanmayı tercih etmişiz.
DEVLET BÜTÇE AÇIĞI VERİRSE NE OLUR?
Şimdi sadece yumurtadan oluşan piyasamıza geri dönelim ve bu piyasaya Devlet aktörünü ekleyelim. Devlet sunduğu hizmetler nedeniyle para harcar ve harcadığı parayı yine piyasadan toplar. Eğer ki harcaması gelirlerini aşarsa bu duruma "Bütçe Açığı" denir. Dikkat ederseniz bütçe açığı da piyasadaki para miktarını arttıracaktır. Zira devlet aktörü piyasaya harcamalar yoluyla para aktarmış, ancak aktardığı kadar para toplamamıştır. Örneğin, 200 TL'nin dolaşımda olduğu piyasamızda devlet 50 TL bütçe açığı vermişse, dolaşımdaki para 250 TL olur. O halde 100 yumurta üretilen piyasada 1 yumurtanın fiyatı 2,5 TL'ye çıkacaktır.
3. ADIM: 100 yumurtaya karşılık dolaşımdaki para 250 TL ise => 1 Yumurta = 2,5 TL
2018'in Ocak-Ağustos ayları içinde Türkiye'nin bütçe açığı 50,763 milyon TL'dir. Yani piyasada devletten kaynaklı fazladan 50 milyar TL kadar para bulunuyor.
Örneğimizi adım adım özetleyelim.
1. ADIM: 100 yumurtaya karşılık 100 TL'miz vardı --> 1 Yumurta=1 TL
2. ADIM: 100 yumurtaya karşılık Bankalar piyasaya para pompaladı artık 200 TL'miz var --> 1 Yumurta = 2 TL
3. ADIM: 100 yumurtaya karşılık devlet 50 TL bütçe açığı verdi artık 250 TL'miz var. --> 1 Yumurta= 2,5 TL
Aslında mesele kaç paranız olduğu değil, kaç yumurtanız olduğudur. Peki bu durumu tersine çevirmek için ana akım ekonomi bilimi ne diyor?
1. Düşük faizle piyasaya para pompaladın, bunu durdur. Faizi yükselt böylece kredileri azalt, mevduatları çoğalt. (Sıkı-Daraltıcı Para Politikası)
2. Devlet yaptığı harcamaları finanse edecek kadar vergi toplamalı. Harcamaları kıs, vergiyi arttır, bütçe açığını kapat. (Sıkı - daraltıcı maliye politikası)
Halk arasında bu politikalar "kemer sıkma politikaları" deniyor. İşin özü piyasada yumurta karşılığı olmayan ve piyasaya suni yollarla birilerinin cebine giren 150TL'lik paranın azalması lazım. Bu da küçülme demek oluyor. Yani birilerine ekonomi yönetimi bir "acı reçete" içirecek.
Şimdi mesele o birilerinin kim olduğudur. Krizin sebebi olan ve obezleşen finans burjuvazisi ve rantçı müteahhitler mi? Yoksa üretici güçler olan emekçiler mi?
twitter => @ozngndgdu
E-Mail => ozngndgdu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder