PMI endeksi nedir, nasıl yorumlanır?

Kişiler elde ettiklerin gelirin bir kısmını tüketir, tüketmedikleri kısmını da tasarruf ederler. Tasarruf edilen tutar eğer küçük bir büyüklükse bu muhtemelen yastık altında kalacaktır. Ancak pek çok rasyonel birey tasarruflarını değerlendirmeyi tercih eder. Bankaya yatırır, hisse senedi, altın, döviz, tahvil, bono veya gayrimenkul satın alır. Bunların hiçbirini yapmıyorsa bu tasarrufları ile yeni yatırımlar yaratır.

İşte bu tasarruflar bir şekilde değerlendirilirken gelecek öngörüleri tasarruf sahipleri için son derece değerlidir. Örneğin büyüme beklentisi düşük olan bir ekonomide hisse senedi yerine, döviz almak daha mantıklı olabilir veya faizlerin yükselme beklentisi sizi değişken faizli tahvil almaya yönlendirebilir. Velhasıl serbest piyasada "beklentiler" neredeyse her şeydir.

İşte bu beklentileri oluştururken küçük tasarruf sahipleri "fısıltı gazetesine" güvenirken, ekonomiye yön veren asıl tasarruf sahipleri güven endekslerine bakarlar. Son zamanlarda adını çokça duyduğumuz tüketici güven endeksi, reel kesim güven endeksi, konut satış endeksi gibi... Bu endeksler kamu kesiminin güvenilir kurumlarınca hazırlanır ve yayınlanır. Böylece "fısıltı gazetesi"nin yaratacağı sorunların önüne geçilmiş olur. 

Bu endekslerden özellikle 2009 krizi sonrası en çok önem kazananlardan birisi de PMI market endeksidir. Türkçeye çevirdiğimizde "satınalma müdürleri endeksi" de denebilir. Endeksi hazırlayan İstanbul Sanayi Odası ekonomik hacmi belli bir büyüklüğün üzerindeki şirketlerin satın alma müdürlerine verdiği anketten elde ettiği sonuçlarla endeksi hazırlar. Endeks hazırlanırken satın alma müdürlerinin verdikleri cevaplar aşağıdaki ağırlıklarla hesaplanır.
(Yeni Siparişler: %30 Üretim: %25 İstihdam: %20 Tedarikçilerin Teslim Süresi: %15; Girdi Stoku:%10)

Böylece ekonomik etkinliğin ve büyümenin gelecekteki durumuna ilişkin en sade beklenti ortaya çıkmış olur. Öte yandan endeks rakamı 50'nin üzerinde ise büyüme beklentileri olumlu, 50'nin altında ise büyüme beklentileri olumsuz olarak yorumlanır. Ancak rakam oluşturulurken önceki ayın PMI rakamının 50 olduğu varsayılır. Örneğin ocak ayında yayınlanan endeks 45, şubat ayındaki endeks 50 ise bu durum ocak ayının beklentilerinin değişmediği biçiminde, şubat ayı 50'nin altında kalmışsa, bu durum ocak ayının beklentilerinin de gerisine düştüğü biçiminde yorumlanacaktır.

Şimdi gelelim Türkiye'nin bugün (1 ekim) açıklanan PMI verilerine.





Türkiye'nin PMI verileri 6 aydır 50'nin altında. Yani 6 aydır piyasa bir önceki aydan daha kötü beklentiler oluşturuyor. Ağustos ayında 46,4 olarak açıklanan PMI verisi eylül ayında 42,7 olarak açıklandı. Bu durum 2009'daki resesyonun ardından gelen en kötü PMI rakamı. İSO'da PMI verisini açıklarken açıklamasına şöyle bir yorum notu düşmüş.

"Faaliyet koşullarında yaşanan zorluklar, Türk imalatçılarının üzerindeki baskının sürmesine neden oldu. Sektörde güçlü enflasyonist baskılar sürmeye devam ederken, müşteriler yeni sipariş vermeden imtina etti ve tedarik zincirinde bozulmalar yaşandı. "



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Faiz Haram mıdır?

Derslerde devlet borçlanmasını anlatırken öyle zorlanıyorum ki... Söz illa dolanıyor ve faizin neden yükselip alçaldığına, faizin nedenlerin...